6 Şubat 2009 Cuma


HEPİMİZ ÖZELİZ...
Arkadaşım, karısının komodininin çekmecesini açtı ve
pelur kağıda sarılı bir paketi aldı. "Bu- dedi- sıradan bir paket değil, bu bir iç çamaşırı." Paketi açtı ve yumuşacık ipekli dantele baktı. "New York'a ilk gittiğimizde almıştı, 8-9 yıl önce. Hiç giymedi. Onu özel bir güne saklıyordu". "Sanırım bu en uygun zaman."Yatağa yaklaştı ve iç çamaşırını cenaze levazımatçısına götüreceği diğer eşyaların yanına koydu.
Karısı ölmüştü. Bana dönüp dedi ki: "Hiçbir şeyi özel bir gün için saklama. Yaşadığın hergün özel bir gündür." Hala o sözlerini hatırlarım:
Hayatımı değiştirdiler. Artık daha çok okuyor ve daha az temizlik yapıyorum.Terasıma çıkıp, bahçedeki otlara aldırmadan, manzarayı seyrediyorum. Ailemle ve arkadaşlarımla daha çok vakit geçiriyorum ve daha az çalışıyorum. Hayatın, zevk alınması gereken deneyimler bütünü olması gerektiğini anladım. Artık hiçbir şeyi saklamıyorum. Kristal bardaklarımı hergün kullanıyorum.Markete alişverişe giderken, canım istiyorsa eğer ve öyle karar verdiysem, en yeni ceketimi giyiyorum. Artık en iyi kokumu özel davetler için saklamıyorum, istediğim an sürüyorum.
"Bir gün..." ve "Bugünlerde birinde“ cümleleri sözlüğümden yavaş yavaş yok oluyor. Eğer görmeye, dinlemeye veya yapmaya değiyorsa, onu hemen şimdi görmek,dinlemek veya yapmak istiyorum.
Arkadaşımın karısı, hepimizin hafife aldığı „yarın“ burada olamayacağını bilseydi ne yapardı bilmiyorum. Ailesini ve en yakın dostlarını çağırırdı sanırım.
Belki de, geçmişteki olası bir kavga için özür dilemek ve barışmak için bazı eski dostlarını arardı. O çok sevdiği Çin yemeklerini yerdi, diye düşünmek istiyorum.
Saatlerimin sayılı olduğunu bilseydim, yapmadığım bu küçük şeyler beni rahatsız ederdi. "Birgün" nasılsa görürüm dediğim can dostlarımı göremediğim için rahatsız olurdum. Bugünlerde bir gün
yazmayı düşündüğüm bir mektubu yazmadığım için sıkılırdım. Kardeşlerime ve çocuklarıma, onları ne kadar çok sevdiğimi yeterince sık söyleyemediğim için sıkkın ve üzgün olurdum.
Şimdi geç kalmamaya, yaşamımıza neşe ve kahkaha katacak birşeyi tehir etmemeye ya da saklamamaya çalışıyorum. Ve her gün kendime bunun özel bir gün olduğunu söylüyorum. Her gün, her saat, her dakika özel.

4 yorum:

TATESAL dedi ki...

Keşke yapabilsem....Canım face e mesaj attım.
Ayrıca kumpiri iyi aklıma getirdin dur yayınlayayım....Senin canın sağolsun gel yapayım yiyelim beraber...

TATESAL dedi ki...

keşke yapabilsem dediğim yazına yaptığım yorumdu...

funda dedi ki...

:) ben sevdim bu işi, ama vakit yok:(

gezergen dedi ki...

Nasıl yaşayamadığımıza dair harika bir yazı.Klavyene arızasız günler dileğiyle...